Kayıp Zamanın İzinde #1 Swannlar’ın Tarafı

Bu inceleme Marcel Proust’un Hayatı Kitabın Yayın Süreci ve Proust’a Gelen Eleştiriler Kitabın Teması ve Anlatım Özellikleri Bellek ve Zaman Swann ve Odette Arasındaki İlişki bölümlerinden oluşmaktadır. Serinin ilk kitabı olduğu için daha çok Proust’un hayatı ve eserin yayınlanma sürecine yönelik bir değerlendirmeyi daha uygun buldum. 1.Marcel Proust’un Hayatı Marcel Proust, 10 Temmuz 1871'de Paris'te... Continue Reading →

Homeros ve İlyada Hakında Bir Değerlendirme

Bu uzun inceleme yedi bölümden oluşuyor. Dilerseniz istediğiniz bölümü ya da bölümleri bağımsız olarak okuyabilirsiniz:  Bölümler:1-    Homeros kimdi?2-    İlyada destanı3-    Troya savaşının Öncesi4-    İlyada’nın özeti5-    Akhilleus6-    Homeros ve Kadın7-    Platon Homeros’u neden sevmezdi? “Başlayan ama bitmeyen öykülerin” başını bulduk! Okurlar olarak şunun artık farkındayız sanırım edebiyatta artık salt... Continue Reading →

2021 Yılında Akılda Kalan Edebiyat Gelişmeleri

Acısıyla tatlısıyla sıkıntısıyla, daha çok acı ve sıkıntıyla, bir yılı daha geride bırakıyoruz. Ekonomik bulantılar ve Covid-19 gölgesinde yine "Türkiye evlatlarına kendisinden başka bir şeyle meşgul olmak imkânını verm”edi. Maalesef Ahmet Hamdi’nin söylediği sözlerin geçerliliğini bu yılda da kaybettiremedik: “Dünyada başka mesut milletler de vardı. Onların bizim yaşlardaki gençleri, hiç de bizim bu anda olduğumuz... Continue Reading →

J.P. Sartre ve Bulantı Hakkında

Kısıtlı zamanım yüzünden usta yazarların(!) yaptığı gibi ucuz metinlerarasılık numaralarından birinin yapıp kendi incelemelerimden bazı kısımları buraya da ekleyeceğim. Postmodernita bunu gerektirir çünkü. Bir çünkü de yaşamın tekrarlardan oluşmasından. Belki de tekrarların tekrarlarının tekrarından oluşmasından. Modern insan için var olmak, yüce bir anlamdan yoksun, hiç bulunmayacak da olsa anlama arayışının sürdüğü bunalımlı bir varoluştur. Kimileri... Continue Reading →

Masallar-Herman Hesse

“Masalların insanları yeşil bir yaprağa oturtup, hadi beni izle diyen bir bahar havası var çoğu zaman.”  Baştaki söz ne güzel. Masallar, masallar, masallar. İçinde huzurla yaşayabildiğimiz büyük renkli evrenler. Adım attığınız anda yerçekiminin ortadan kalktığı, keyifli müziklerin çaldığı büyük renkli evrenler. Bu evrenlerde olmak keyif verici. Hele bir de masal okumanın özlemini uzun zamandır içinizde... Continue Reading →

22/11/63-Stephen King

John F. Kennedy'ye, 22 Kasım 1963 cuma günü yerel saat ile 12:30'da, Demokrat Parti'nin Texas'taki liberal ve muhafazakâr hizipleri arasındaki sürtüşmeyi bitirmek için geldiği Dallas şehir merkezinde, eşiyle birlikte açık bir arabanın içindeyken ateş açıldı. Bir kez boğazından ve bir kez de başından vurulan Kennedy, Parkland Hastanesi'ne götürüldüyse de 13:00'te öldüğü açıklandı. Atışların yapıldığı yer... Continue Reading →

Tramvay-Claude Simon | “Yeni Roman” Okumaları 1

Bu inceleme bir devam incelemesi sayılabileceği için önce Yeni Roman incelemesini okumadıysanız okuyunuz, aksi takdirde okuduklarınız boş gelebilir. Tramvay, Nobel Ödüllü yazar Claude Simon’un onca kitabı arasından dilimize çevrilmiş tek kitabı. Yazarın ilk eserinden beri biçimsel bir arayış içinde olması, cümlelerin çok uzun olması, her cümlede bir parantez, çoğu parantezin içinde başka bir parantez açması... Continue Reading →

Yönelişler-Nathalie Sarraute | “Yeni Roman” Okumaları 2

Bu inceleme bir devam incelemesi sayılabileceği için önce Yeni Roman incelemesini (okumadıysanız) okuyunuz, aksi takdirde okuduklarınız boş gelebilir: Yönelişler ikişer ya da üçer sayfalık 24 dört bölümden oluşan; bize bu bölümlerde farklı insan tiplerini nesnel ve sinema sahnesindeki gibi dolaysız bir anlatımla sunan bir kitap. Her bölümün sonunda boş sayfalar olduğunu görüyoruz. Bu boşluklar, insanın... Continue Reading →

Yırtıcıların Alacakaranlıkta Savaşı-Henri Frederic Blanc

"Beni yiyecekler," diye yineliyordu, bininci kez, "beni yiyecekler! Yok edecekler beni!" Modern insan için var olmak, yüce bir anlamdan yoksun, hiç bulunmayacak da olsa anlama arayışının sürdüğü bunalımlı bir varoluştur. Kimileri bu varoluş şuurunun hiçbir zaman farkında olamayacaktır -ki bunlar nispeten şanslı kişilerdir- kimileri de bu şuura ermiş, varoluşun dayanılmaz ağırlığını omuzlarında hissetmekte ve kendisi... Continue Reading →

Uyku İmparatorluğu-Henri Frederic Blanc | Alıntılar

"Kaç para?" diye sordu.Joseph şaşırmış, "Kaç para olan ne?" diye yanıtladı."Ruhunuz kaç para?"Joseph güldü:"Onu size vermem güç" dedi. "Nerede olduğunu ben bile bilmiyorum." ~ Tuhaf... Düşler bize pek çok şeyi unuttururlar, ama hiçbir şey bize düşlerimizi unutturmaz... ~ "Tırtıl, tırtıl olduğunu öğrense, kelebek olur muydu? Annelerine ders vermek isteyen çocuklar gibi, insanlar da bilgi sayesinde... Continue Reading →

WordPress.com ile Oluşturulan Web Sitesi.

Yukarı ↑

WordPress.com ile böyle bir site tasarlayın
Başlayın