NOT: BU YAZI MAKALELERDEN DERLENEREK OLUŞTURULMUŞTUR. Edebiyat uzun yıllar boyunca “Yalnızca gözümle gördüğümü yazarım ben” anlayışıyla varolmuştur. 19.yüzyıl gerçekçi/yansıtmacı/klasik edebiyatı mimetik, yani gördüğümüz gerçeğin bize olduğu gibi anlatılması, estetiğine dayanır. Bu anlamda edebiyat bireyin içine doğru değil dış dünyaya doğrudur. Kahramanın iç düşünceleri önemli değildir. 20.yy itibariyle “gerçek”lik anlayışı da değişmeye başladığı için klasik/yansıtmacı edebiyat yavaş yavaş... Continue Reading →